25 Aralık 2014 Perşembe

İlaç takıntısı

Sevgili Lupus,

Yeni yıl yaklaşırken bir yeni şey daha öğrendim. Bu yıl o kadar çok şey yaşadım ve öğrendim ki bir yenisinin daha geleceğini düşünmüyordum.

İki gün önce doktoruma kontrole gittim ve kullandığım haplar konusunda konuşuyorduk. Bu hastalık bende çıktığından beri ben hap kullanma konusunda takıntılı birine dönüşmüştüm. Ağrı kesici bile kullanmıyordum vücuduma zarar vermemek için. Hap kullanmamak için kötü hissetsem bile çoğu zaman iyiyim diyordum vs.. Sonra birçok şeyin birikimiyle hastaneye yattım.

Hastanede ilk öğrendiğim şeyleden biri kendimi düşünmem gerektiğiydi. Çünkü ben kendimi düşünmezsem dönüp dolaşıp tekrar hastaneye yatacaktım. Bunun yaşanmasını istemiyordum. Kendimi düşünmeye başlamak sandığımdan zor oldu. Bugüne kadar hep çok iyi yaptığımı düşündüğüm bu işi aslında hiç yapmadığımı öğrendim. İlk önce başkalarını düşündüğümü fark ettikçe iyileşme sürecim başladı.

Hasta olduğum günlerde ben iş disiplini denilen bahane altında kusarak bayılacak gibi hissetmeme rağmen gidip ders verdim. Kimse buna beni zorlamadı ama ben kendimi düşünmeyi bilmediğim için derslere girmeye devam ettim. Şimdi kendimi baştan programlıyorum. Kendimi düşünmeye başlayınca hayatımda birçok şeyi kökten değiştirmeye başladım. Kitap yazmaya da bu dönemde başladım. Kendime dönebilmek için belkide.


İlaçlara dönersek. Şuan kortizon ve imuran gibi ilaçlar kullanıyorum. Kortizonun birçok yan etkisini görmeye başlayınca yavaş yavaş azaltıp kesmeye doğru adım adım yaklaşıyoruz. İmuranı yıllar boyunca kullanıcağımı öğrendim. Ben iyi olunca imuranıda  şıp diye bırakıcağımı düşündüm ama öyle olmayacakmış. Bunu öğrenince çığlık atmak istedim ama 8 kere doktora sormakla yetindim. Doktorum sakin bir şekilde "bin defa sorsanda cevabım değişmeyecek" dedi. Kabullenmem gerekiyordu çünkü ben bu ilaçlar sayesinde ayakta durabiliyordum. Günlük yaşamıma dönmüştüm. Kullanmam gerekiyorsa kullanmak konusunda bu kadar kötü hissetmemeliydim. İçim içimi yedi ama sonra biraz düşününce bu kadar takıntılı olmanın bana bir fayda sağlamayacağını hatta zarar vereceğini anladım. Hastaneden bu ilaçlar sayesinde çıkmıştım. Artık normal hayatıma da yavaş yavaş dönüyordum o zaman artık bu işi sorgulamayacaktım. İyi olmak için elimden geleni yapmaya devam edeceğim ama artık doktoruma güveniyorum ve bana vereceği ilaçları da kullanıp fazla sorgulamadan kendimi üzmemeye karar verdim :)

Sevgili lupus, 2014 başladığı andan itibaren çok kötü şeyler yaşadım seninle ilgili ama biliyorum ki 2015 süper geçecek hatta şuanda bile çok iyi hissediyorum ve mutluyum. Evrene güveniyorum :)


Hepimiz için güzel bir 2015 olsun!!!

Sevgiler

14 Aralık 2014 Pazar

Ghee (saf yağ) ve Hindistancevizi yağı

Sevgili Lupus,

Hastaneden çıktıktan sonra vücudumda sıkıntıdan ve hastalıktam bir sürü yara çıkmıştı. Bir türlü geçmedi bu yaralar. Berlin'e gittiğimde ablamdan ghee yağı yani saf yağ olarakta biliniyor ve hindistancevizi yağını öğrendim. Bu iki yağı da iltihaplı yaralara bile sürdüğünüzde antiseptik özelliğinden dolayı yarayı iyileştiriyor. Ayrıca cildim o kadar kurumuştuki kanamaya başlamıştı ve buna da hiçbir krem çözüm olamamıştı yine bu iki yağı kullandığımda cildimdeki bu problem de ortadan kalktı.

Ghee saf yağın bilinen faydaları:

Sindirim sürecini hızlandırır. Kabızlık ve ülser gibi rahatsızlıklara iyi gelir.

Antioksidanlar içerir. Cildin yaşlanmasını geciktirir.

A,D,E,K vitaminleri içerir.

Hücre zarını yapılandırmada ve güçlendirmede faydalıdır. Sinirleri besler.

İltihaplı bölgenin üzerine direkt olarak sürülerek iltihabı kurutucudur.

Virüslere karşı koruyucudur.

Hafıza arttırıcıdır.

Ben tadını çok sevmediğim için sıcak kako yapıp içine ghee yağı koydum. Ama internette birçok alternatif tarif var.

Vücut kremi olarakt artık hindistan cevizi yağı kullanıyorum. Piyasadaki kremlerden çok daha iyi ve doğal.



1 Aralık 2014 Pazartesi

Depresif bir günde abla desteği

Sevgili Lupus,

 Bugün Berlin de ablamın evindeki yatağımda ağlayarak uyandım. Çok depresif hissettim ve bütün vücudum ağrıyordu. Dedim ki "Kesin başa çıkamıycam, bu sefer bu çok ağır geldi."Ama sonra ablam uyandı ve yanıma geldi sadece sarıldı ve güzel şeyler söyledi. Bir süre öyle ağladım. Sonra güzel bir kahvaltı hazırladı harika ablam :) Çikolatanında etkisiyle kendime geldim biraz. Sadece yorgun hissediyorum yaşadıklarımdan ve yeni hayatımda beni bekleyen şeyleri düşünmekten. Hasta olmak istemiyorum onu biliyorum ve tabii ki mutlu olmak istiyorum!




Fark ettimki çevremdekiler ve ben hasta olmamdan o kadar korkuyoruz ki bu da stres yaratıyor. Bu da benim geçmişte, vücudumu dinlemeyip herşeyi yaparım ve hasta olmam şeklindeki yaklaşımımdan kaynaklanıyor sanırım :) Ben de sürekli acaba yine mi zorluyorum diyorum ama artık vücudumu dinliyorum ve onu çok zorlamıyorum. Evet herşeyi yapabilirim ama vücudumu dinleyip dikkat ederek. Yaşadığım onca şeyden sonra bunu öğrendim. Kendimi önemsemek ve dikkat etmek. Genelde ben insanlar kırılmasın diye kendimi görmezden gelirdim. Şimdi açık olunca onlar da kırılmıyor, zaten biliyorlar durumumu ve ben de iyi hissediyorum.

Güzel ablam kendime getirdi beni şimdi :) Ah bu ablam olmasa ne yapardım :) Her zaman yanımda hazır kuvvet destek! İnsanın hayatta bir ablası olması ve onunla arkadaş olması inanılmaz güzel bir duygu! Özge iyi ki varsın canım benim seni çok seviyorum!