22 Eylül 2019 Pazar

Umut

Sevgili Lupus,

Yazma yeteneğimi kaybettiğimi düşünmeye başlamıştım. Elime alıp yazma fikri çok karışık geliyordu. Sanırım beynim ve vücudum daha yeni kendine geliyor.

Hastane anıları artık anı diyoruz işte komik gelmeye başladı bile. Ordaki gerçeklik çok farklı. Ne kadar su içtiğim ne kadar işediğim günlük önemli sohbet konumuzken şimdi evde bu konuşulmuyor bile. Hangi hemşire geldi hangisi kanı iyi alır fln filan dertleri de kalmadı. Haftada bir hastanede kan veriyorum genelde o da sorun olmuyor.

5 gün önce kemoterapiyi aldım. 3 gün uyudum ve midem bulandı ama yine de yemek yiyebildim. Şimdi iyiyim. Kaldı 4 doz. Ayda bi kere aldığım için sorun değil. Şifa olsun.

Onun dışında normal hayat o kadar güzel ki. Tuvalete yalnız gitmek, yataktan kalkabilmek, canım bişi istediğinde pişirebilmek, banyo yapıp kendime bakabilmek, yürüyebilmek, yemek yiyebilmek.... Şimdi hiçbiriniz günlük rutinin ne kadar değerli olduğunu anlamıyorsunuz. Ben de anlamıyordum. O kadar önemli ki. Nolur fark edin her nefesi, her dokunuşu.



Sevgi önemli. Yanımda hep sevgi var. Evimde, dışarda, bahçemde... Hep sevgi. Kalbim bazen sevgiden o kadar kabarıyor besleniyor ki gözlerimden yaşlar fışkırıyor.


Mücadeleye devam. Asla kendimi bırakmadım bırakmam da. Umutsuzluk kime fayda sağlamış. Kim vah vah diyerek bişileri çözmüş. Umut her zaman iyidir. Umutsuzluk kara bir çukur içine gömüldükçe gömülür çevrendekileri de zehirlersin. O nedenle mutlu umutlu ol hala bugüne şimdiye sahipsin ölmedin.

Sevgiler