30 Kasım 2010 Salı

Aspartam'a Dikkat

Sevgili Lupus;

Bugün ablamdan aldığım maili buraya hiç değiştirmeden koyuyorum. Oldukça önemli bilgiler içeriyor.

İyi geceler.


"Yazan: Petra Holzer

2001 yılı Ekim ayında kız kardeşim çok hastalandı, mide spazmları vardı, dolaşmakta zorlanıyordu, yürümek ise başlı başına bir sorundu. Sadece yataktan kalkması bile onu tüketiyordu, o kadar çok ağrısı vardı. 2002 yılı Mart ayında biyopsiler alındı, ve 24 değişik ilaç almaya başladı. Doktorlar kendisinde ne olduğunu bulamıyorlardı. O kadar çok ağrısı vardı ve o kadar hastaydı ki, ölmekte olduğunu biliyordu. Evini, banka hesaplarını, yaşam sigortasını ve diğer şeylerini en büyük kızının adına kaydettirdi, ve küçük çocuklarının en büyük kızı ile birlikte olmalarını sağladı..

Son bir keyif yaşamak istiyordu, böylece 22 Mart günü (tekerlekli iskemlede olmak kaydıyla) Florida'ya gitmeyi planladı. 19 Mart günü testlerinin nasıl geçtiğini öğrenmek için kendisini aradım, testlerde bir şey bulunamadığını, ama kendisinde MS olduğunu düşündüklerini söyledi. Çok şaşırdım, sonra bir arkadaşımın bana e-mail olarak gönderdiği bir yazıyı hatırladım, ve ona sordum: Diyet içecekler içiyor musun?

Evet dedi, o anda da bir tanesini açıp içmek üzere olduğunu söyledi, açmamasını ve diyet meşrubat içmemesini söyledim, bahsettiğim yazıyı e-posta ile kendisine gönderdim. Telefon konuşmamızdan 32 saat sonra beni aradı, diyet meşrubat içmeyi bıraktığını ve yürüyebildiğini, merdiven çıkabildiğini ve adale spazmlarının kaybolduğunu söyledi. %100 iyileşmemişti ama kesinlikle çok daha iyi hissediyordu. Makaleyi doktorlarına göstereceğini ve eve dönünce beni arayacağını söyledi.


Beni aradı, doktoru çok etkilenmişti ve diğer MS hastalarını arayarak suni tatlandırıcı kullanıp kullanmadıklarını soracağını söylemişti. Bir kabuğun içinde diyet meşrubat içindeki aspartam maddesiyle zehirleniyordu ve yavaş yavaş ölüyordu.

22 Mart Florida'ya giderken tek bir hap almıştı - bu da zehirlenmeye karşı olan haptı, iyileşme yolundaydı, ve yürüyebiliyordu!!! Tekerlekli iskemle olmaksızın!!! Bu makale hayatını kurtarmıştı.






Hayat kurtaran makale:

Etikette 'ŞEKERSİZ' yazıyorsa ASLA KULLANMAYI DÜŞÜNMEYİN BİLE…'NutraSweet', 'equal' ve 'Spoonful' markaları ile pazarlanan 'ASPARTAM' hakkında DÜNYA ÇEVRE KONFERANSINDA birkaç gün konuşma yaptım. EPA'ya yönelik bir yazıda 2001 yılında Birleşik Amerika'da multiple sclerosis ve sistemik lupus salgını olduğu, hangi zehirin bunun yaygın hale gelmesine neden olduğunun anlaşılamadığı belirtilmişti. Ben ayağa kalktım ve tam bu konuda konferans vereceğimi söyledim.

Aspartam'ın neden bu kadar tehlikeli olduğunu açıklayayım:

Bu tatlandırıcının ısısı 86ºF seviyesine ulaşınca, aspartam içindeki metil alkol eformaldehite, sonra da formik aside dönüşüyor, bu da metabolik asidosise yol açıyor. Metanol zehirlemesi diğer koşulları açısından multiple sklerosise benziyor.İnsanlara yanlışlıkla multiple sklerosis teşhisi konuyor. MS ölüme yol açmazken metanol zehirlemesi öldürücü oluyor!

Sistemik lupus da neredeyse en az multiple sklerosis kadar yaygın hale geldi, özellikle Diet Coke ve Diet Pepsi içenler arasında ! Kurban genellikle suçlunun aspartam olduğunu bilmiyor. Kullanmaya devam ediyor, lupus da artık yaşamı tehdit edecek düzeye ulaşıyor. Diyet içecekleri bıraktıktan sonra sistemik lupus hastalarının asistematik hale geldiklerini gördük. Multiple sklerosis teşhisi konan hastalarda (aslında bunlar metanol zehirlenmesi hastaları idi) semptomları çoğu kayboldu. Görüş yeteneğinin geri kazanıldığı ve işitme duyusunun önemli ölçüde iyileştiğini gördük. Bu tinnitus vakalarında da geçerli idi.

Bir konferansımda 'Aspartam kullanıyorsanız (NutraSweet, Equal, Spoonful vs) ve fibromalji, spazmlar, ani ağrılar, bacaklarınızda uyuşma, kramp, vertigo, bulantı, baş ağrıları, tinnitus, eklem ağrısı, depresyon, endişe atakları, bozulan konuşma, bulanık görüş veya hafıza kaybı semptomlarından şikayetçiyseniz muhtemelen aspartam hastasınızdır.’ Konferans esnasında ayağa kalkan kişiler 'Bu semptomlardan bazıları bende de var' 'Bundan kurtulmak mümkün mü?' diye sordular. Evet! Diyet meşrubat içmezseniz ve gıda etiketlerinde yazılı aspartam kelimesine dikkat ederseniz, evet!

Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Bir yabancı Bay Espisto'ya (konuşmacılarımdan birisi) ve bana geldi ve 'Neden bu kadar çok insanın MS derdi olduğunu bana söyleyebilir misiniz?' dedi. Bir hastaneye yaptığımız ziyaret esnasında bir hemşire ağır Diet Coke bağımlısı olan altı arkadaşının tümünde MS sorunu olduğunu söylemişti. Bu tesadüfün ötesinde bir durumdu!

Diet Coke ve Diet Pepsi vs. BU BİR DİYET ÜRÜNÜ DEĞİLDİR!

Kongre Raporuna göre karbonhidrat birikimine neden oluyor ve sizi şişmanlatıyor.Formaldehit yağ hücrelerinde depolanıyor, özellikle kalça ve basenlerde birikiyor. Dr Roberts, bir kez bu ürünleri bırakınca ekstra spor vs yapmaksızın deneme süresi içinde 19 kilo kaybeden hastası olduğunu belirtiyor.






Aspartam özellikle şeker hastaları için tehlikeli. Hastalarında retinopati olduğunu düşünen hekimlerle konuştuk, aslında hastalarındaki semptomların nedeni aspartamdı.



Aspartam kan şekerinin kontrolden çıkmasına yol açıyor. Bu nedenle şeker hastası proteinde bulunan diğer amino asitler olmadan aspartik asit ve fenilalanin maddelerinin nörotoksik hale gelmesi nedeniyle hafıza kaybından şikayet ediyor.





Aspartik asit ve fenilalanin kan beyin bariyerini aşıyor ve beyin nötronlarını harap ediyor, şeker hastalarında (şeker hastası olmayan hastalarda da) çeşitli tipte beyin hasarı, nöbet hali, depresyon, manik depresyon, panik ataklar, öfke ve şiddete neden oluyor (Körfez Savaşında savaşan kadın ve erkeklerin tükettikleri binlerce Diet Coke ve Diet Pepsi içinde bulunan aspartam iyi bilinen Körfez Savaşı sendromunun nedeni olabilir).






Dr. Roberts doğum arızalarına yani gebe kalma ve ilk gebelik döneminde tüketilmesi halinde zeka geriliğine neden olabildiği konusunda uyarıyor.






Çocuklar özellikle nörolojik bozukluklar açısından büyük risk taşıyorlar ve NutraSweet kullanmamaları gerekiyor.

NutraSweet'e bağlı olarak çocuklarda görülen nöbet hali ve diğer bozukluklara ilişkin çeşitli vaka bildirebilirim. Maalesef anneleri çocuklarındaki bozukluğun aspartama bağlı olduğu konusunda ikna etmek her zaman kolay olmuyor. Ancak deneme-yanılma metodu ile diğer anneleri çocuklarının sağlığını ellerinde tuttukları konusunda uyarabiliyor.

Şeker metabolizmasına (ki şeker hastaları için ideal) yardımcı olan ve SUNİ TATLANDIRICI OLMAYAN tatlı bir bitki olan Stevia FDA tarafından onaylanan bir diyet ürünüdür. MONSANTO'ya bağlı olduklarından FDA yıllarca bu tatlı gıdayı göz ardı etti. Bu konuda mevcut literatür: EXCITOTOXINS: THE TASTE THAT KILLS (Öldüren Tad) - Dr Russell Blayblock (Health Press)

1-800-643-2665 1-800-643-2665 ve DEFENCE AGAINST ALZHEIMER'S DISEASE (Alzheimer Hastalığına Karşı Savunma) - Dr H J Roberts. ve Dr. Roberts aynı zamanda bir diyabet uzmanıdır. Bu iki hekim aspartamın öldürücü etkisini gösteren vakaların yer aldığı bir çalışmayı Internette yayınlayacaklar. American College of Physicians Konferansına göre 'bu ölümcül zehrin neden olduğu nörolojik hastalıklar salgınından bahsediyoruz.' Sorun bu: aspartamın 100 farklı üründe bulunduğuna dair Kongre tezleri mevcut. İlk tezden sonra peş peşe iki tez sunuldu, ana bir faydası olmadı. Hiçbir şey yapılmadı. İlaç ve kimyasal madde lobilerinin cepleri çok dolu. Bu madde halen beş binden fazla üründe bulunuyor ve HASTALAR TÜKENİYOR!!

Aspartamın yaratıcısı olan MONSANTO'nun bunun ne kadar öldürücü olduğunu bildiğinden eminim. Birçok kuruluşun yanı sıra Amerikan Diyabet Derneği, Amerikan Diyetetik Derneği, Amerikan Tıp Fakültesi Konferansına fon sağlıyorlar. Bu New York Times gazetesinde yayınlandı, ama bir faydası olmadı. Bu dernekler herhangi bir katkı maddesini tenkit edemiyorlar veya MONSANTO ile bağlantılarını açıklayamıyorlar çünkü gıda sanayiinden para alıyorlar ve ürünlerini desteklemek zorundalar.

Senatör Howard Hetzenbaum tüm bebek, hamileler ve çocukları aspartamın tehlikeleri hakkında uyaran bir yazı yazdı. Bu yazıda toplumda mevcut sorunlar (nöbet hali, beyin kimyasında meydana gelen değişiklikler, nörolojik ve davranış bozuklukları; semptomlar) hakkında yapılan bağımsız çalışmalar da yer alıyordu. Bu yazı güçlü ilaç ve kimya lobileri tarafından yok edildi, böylece herhangi bir şüphe taşımayan insanlar hastalık ve ölüm karşısında çaresiz kaldılar."

12 Kasım 2010 Cuma

Karaciğerimiz için Lavanta kürü

Sevgili Lupus;

Herşeyden önce ben bunu buraya yazıyorum ve bana iyi geldi ama istiyorsanız doktorunuza danışarak böyle bir kür uygulayın. Ayrıca lavanta kürü Prof. Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu'nun kitabının 157 sf. dan alıntıdır.




"Bir tutam lavatnayı 300 ml ( yaklaşık bit buçuk su bardağı) suda dört dakika demleyiniz. Dört dakikadan fazla demlemeyiniz. Demleme esnasında sıcaklığını kaynama noktasında tutunuz. Cezvede demlerken ocağın altını çok kısık tutunuzç Fokur fokur kaynatmayınız. Çok yavaş bir şekilde kaynıyor kaynamıyor gibi demleyiniz. Demleme süresi tamamlandıktan sonra, ılımasını beklemeden süzülmesi gerekir. Süzme işlemi tamamlandıktan sonra içmek için ılımasını bekleyiniz. Onbeş gün boyunca hergün, akşam yemeklerinden en az iki saat sonra bir çay bardağı dolusu içilmelidir. Her kullanımda taze olarak hazırlanması şarttır. Birgün önce arta kalan miktarı kullanmayınız. İçerisine şeker veya benzeri hiç bir katkı ilave etmeyiniz. Onbeş günlük ilk kür tamamlandıktan sonra rahatsızlığın seyrine göre haftada 3-4 defa, akşam yemeklerinden en az iki saat sonra bir çay bardağı dolusu içmeye devam edilir. Karaciğer metabolizması sağlıklı çalışmaya başladıktan sonra kür sonlandırılmış olur.

Her sağlıklı insanın yılda bir defa onbeş günlük lavanta kürünü uygulamasında çok büyük faydalar vardır."

Ben bu kürü kara ciğer değerlerim çok yükseldiğinde uygulamıştım ve çok yararını gördüm. Umarım bu bilgi yaralı olur.

İyi geceler Lupus

Uzun zamandan sonra tekrar sana bir mektup :)

Sevgili Lupus;

Sana neden bunca zaman yazamadım ya da zaman zaman yazmaya ara veriyorum anlayamadım. Hep aklımdasın, tam unutacak gibiyken birşekilde tekrar hayatıma giriyorsun. Doktorla ilgili sanırım şanssızım  yani daha çok iyi bir lupus uzmanıyla karşılaşamadım. Herşeyden önce keşke biraz hasta psikolojisini bilseler diyorum kendi kendime. Bazen azarlanacağımı düşünerek kafamdaki çoğu soruyu soramıyorum. Neyse artık kafaya takmamayı öğrenmek lazım. Sadece benim için önemli olduğunu düşündüğüm soruları rahatça sorabileceğim ve gerektiğinde ulaşabileceğim bir doktora ihtiyacım var. Umarım yakında o doktoru bulurum.

Doktor haricince iyi gidiyorum. Mesela Kotizonu hayatımdan çıkarıyorum. Baştan beri doktorun imkansız dediği şey gerçekleşiyor ve ben bunu baştan beri biliyordum. Lupus hastalığı  bir etiket ve bu etiket zamanla kalkacak. Yani ben çoğunun garip bulduğu bir yoldan iyileşmeye karar verdim ve şansımda iyi gitti çünkü çok ağır bir lupus hastası değildim. Sevgili lupus seninle sakin sakin uğraşmaya devam.

Sevgili Lupus herkese söylüyorum bir kere daha söylemek istiyorum. Yediklerimize dikkat edersek, stresi hayatımızdan çıkarıp düzenli olarak pilates veya yoga ya da herhangi bir spor yaparsak seni yenmeya çok yardım ediyor. İlaçlarda yardım ediyor, doktorlarda yardım ediyor ama ilk önce biz kendimize yardım edelim yaşamımıza dikkat ederek. Söylemesi yapmaktan zor kendimden de biliyorum ama denemekte fayda var. Sonuçta  Lupuscuğum seninle birlikteliğim çokta uzun bir süre değil ama yinede her deneyimimi bu blogta paylaşmak istiyorum.

Teşekkürler
Sevgiler