22 Kasım 2016 Salı

Sevgi ile Üzüntüyü Kovma Sanatı

Sevgili Lupus;

Bir haftadır sana yazmak için kıvranıyorum resmen. Hayatım hız treni gibi her gün bir olay her gün bir macera. Sağlığım iyi. İşimle ilgili bir takım sorunlu ve mutsuz dönemden geçiyorum. Her seferinde asla vermeyi düşünmediğim tepkileri verirken buluyorum kendimi. Örneğin kırgınlık, üzüntü vb... Yani insan her gün yenileniyor ama bazı verdiğimiz tepkiler geçmişte verdiğimiz kadar güçlü olmasa da yine de çıkıyor ortaya. O kadar meditasyon yaptım diye düşündüm geçenlerde. O kadar yaptım işte, niye yine başıma saçma sapan şeyler geliyor ve ben göz yaşı döküyorum? Sonra insan olduğumuz aklıma geldi :)

Bu arada Defne Suman'la Shadow Yoga'ya gidebildim bu karışıklık arasında. O konuda inanılmaz mutluyum. Her gün tekrar yapıyorum ve zihnimin biraz mola verdiği dakikaların tadını çıkarıyorum. Bugün de mesela inanılmaz ters gitti herşey, derslerim çok yoğundu, yorgundum derken bir baktım sırtım acıyor, ruhum acıyor, nefes almak istiyorum. Dedim tam zamanı yoganın. Bir saat hafifledi düşüncelerim ve zihnim. Çok teşekkürler Defne hoca bu güzellikleri öğrettiğin için...

Karman çorman konumuza dönersek. Bazen hayatımızdaki kaos mu desem ne desem bilemedim bittiğinde güzel bir kapı açıyor. Bu günlerimin kapısı daha açılmadı. Anca üzüntü ve utanç hissediyorum. Üzüntü kötü bir insan olamadığım ve insanlara bağırıp çağıramadığım için utançta ağladığım için. Benim bu kadar rahat yazmam bazılarına tuhaf geliyor biliyorum. Neyimiz var duygu olarak saklayacak Allahaşkına :) Herkesin, en güçlü, en kavgacı tipin bile hissettiği şeyler.. Nerden biliyorum? Yine kendimden :) Eskiden kavgalara falan karışıyordum, insanlar korkuyordu benden, bişiler oldu yumuşadım. O zaman bile yalnız kaldığımda bazen kendime itiraf ederdim ne kadar üzüldüğümü ve utandığımı o insanlara yaptıklarım için. Hep empati duygum yüksekti onunda etkisi tabii de :)... Şuan hissettiklerim beni rahatsız edip kaçma istediği yaratsada geçeceğini biliyorum. Çok şanslı biri olduğumun farkındayım çevrem bu abukluklar harici sevgiyle çevrili. Böyle hissedince sevgilimin omzuna kafayı gömüyorum arada çığlıklar atıyorum nefesler alıyorum o alıştı artık seviyor :) Ailem her zaman yanımda zaten canlarım benim. Ay bir de arkadaşlarım var bir saniye yalnız hissettirmiyorlar. Tabii kendi sevgimi de unutmuyorum :) Seviyorum herkesi kendi mi de :)



Hastaneye yattığımda ve o bir ay hayatım tepe taklak olduğunda da böyle hissetmiştim. Sanki hiç bitmeyecek gibiydi. Bitti. Sonunda çok güzel şeyler öğrendim. Bu olaylar yaşanırken ve ben üzülürken her seferinde "Bakalım bir sabret sonunda ne öğreneceksin?" diyorum. Erdim mi ben ya?Şaka şaka erme falan yok kendi kendime takılıyorum kimseyi yargılamadan ve severek. Sevgi kurtaracak bu dünyayı gerçekten inanıyorum.

Giriş gelişmesi olamayan bu yazıyı şöyle noktalandırmak istiyorum. Başımıza gelen bazı durumlardan çıktığımızda, aslında herşeyin birşeyi görmemiz ya da öğrenmemiz gerektiği için olduğunu fark ediyoruz. İşte o fark edişe kadar biraz nefes almak gerekiyor. Hayat duran ve kalabileceğimiz bir şey değil ve bizler insanız. İnsanlık tarihi pek hoş olaylardan geçmemiş... Ben bu hayatı reklamcılığın manyak dünyasından kaçmak için kurmuştum. Fark ettim ki kaçılmıyormuş her yerde her koşulda o insanlar karşımıza çıkıyormuş :) Önemli olan bu savaşı verirken verdiğimiz tepkiler ve öğrendiğimiz şeyler.

Kocaman sevgi yolluyorum. Öfke, üzüntü vs değil sadece sevgi <3 p="">