19 Ocak 2016 Salı

Lupus ve İlişki

Sevgili Lupus;

Bu ara o kadar çok ilişkiler ve lupus ile ilgili mail alıyorum ki? Kendimi Güzin abla gibi hissediyorum. Ben ilişki danışmanı değilim arkadaşlar sadece yaşadıklarımı yazıyorum :) Siz de o yazılarda kendinizi buluyorsunuz. Bulabiliyorsanız tabii ne mutlu bana :)

Şimdi genel olarak gelen maillerdeki problemleri ve kendi yaşadıklarımı birleştirip lupus ve ilişkiler hakkında yazmak istiyorum. Aslında sadece lupus değil, genel olarak hayat boyu taşıdığınız hastalık varsa bu aşağı yukarı aynı kapıya çıkıyor.

Ben dünyadaki tek hasta değilim biliyorum. Siz de değilsiniz siz de biliyorsunuz. Ama inatla herkes bunu söylemeye bayılıyor. "Senden daha kötü durumda olanlar var, haline şükret!" Eğer yakınınızda hayat boyu bir hastalıkla yaşamak zorunda bir arkadaşınız varsa sakın bunu söylemeyin hiç işe yaramıyor daha çok üzüp sinir ediyor. Biliyoruz bunu ama keske senin gibi sağlıklı olabilsek ve tetikte olmak zorunda olmasak. Hissettiğimiz şey bu tür cümlelerde "Ya ne büyütüyorsun seninki de hastalık mı? Çok abartan bir yapın var." Oluyor. Biliyorum çünkü ben böyle hissediyorum. Zaten birşeyle yaşamak ve dikkatli olmak zorundayım. Biliyorum zaten bunun böyle olduğunu. Ayrıca genel hayat görüşü olarak benden kötü insanlara bakıp halime şükretmem bu bana çok acımasızca geliyor ve bencilce. Yani aynı şekilde yemek alamayan bir insana bakıp halime şükredip yemek yemeğe benziyor bu. İyi olduğum için şükrederim kalkıp başkalarının acılarına bakıp niye mutlu olalım ki?



İlişkiye dönersek. Arkadaşlar birlikte olduğunuz insanın hastalığınızı kabullendiğine emin olun. Yoksa sizi zor günler bekliyor. Yapamayacağınız birşey olduğunda. "Aman sen de hep yorgunsun hep mıy mıy yakınıyorsun" gibi tepkiler alıp üzülebilirsiniz. Ya da bir kavga sırasında strese girip ağladığınızda, yerle bir olduğunuzda siz bin yıpranırken karşınızdaki bir yıpranır. Siz o kavgayı uzun süre vücudunuzda hissederken yaralar, ateş vb. Karşınızdaki bunu saçma bulur. Gönlünüzü almak yerine saçma sapan egolar devreye girip böyle tepe taklak gelir ilişki. Tek hastalık lupus değil ve tek hasta da biz değiliz biliyorum. Ama mesela benim için ben öncelikliyim. Çünkü bir kere dibini gördüm herşeyin. Ordan çıkınca herşeyi bırakmayı öğreniyor insan. Yapabilcek bir şey yoksa çokta tutunmamak lazım.

"Sen dünyadaki tek hasta değilsine" dönersek. Bu çok yıpratıcı bir cümle. Bu sefer karşımızdaki bizi ciddiye alsın ne kadar hasta olduğumuzu görsün diye iyice hastalanırız. Ben biliyorum yaşadım. Karşımdakini inandırmak için daha da hırpaladım kendimi. Dönüp bakacak olursak cidden çok saçma ve salakça. Ama insan yaşıyor böyle şeyler. Daha önce de dediğim gibi ruhumuzu ifade etmek için hasta olmak zorunda kalmayalım hiçbirimiz.

İlk önce kendimize değer verip sevmek gerekiyor. Dönüp dolaşıp konu buraya geliyor zaten. Kendinize değer vermediğinizde karşınızdaki de size değer vermez. Bu her insan için geçerli. Siz karşınızdakinin bir göz yaşına dayanamayıp herşeyi yapıyorsanız o kalkıp sadece izliyorsa ve susuyorsa sorun sizin kendinize gereken değeri vermemeniz. Ya da karşınızdaki azcık grip bile olduğunda siz kendinizi paralıyorsanız ve siz hastalandığınız da o sadece seyrediyorsa burda da sorun var demektir. Sevgili arkadaşlar kendimize yapabileceğimiz en güzel şey başkasının size değer verip vermediğini önemsememek sizin kendinize değer vermeniz herşeyden önemli.

Umarım birçok mailin cevabını burda bulursunuz. Cevap veremediklerim için kusurabakmayın. Elimden geldiği kadar sizin mailleriniz ve benim yaşadıklarımdan yola çıkarak yazmaya çalıştım.

Sevgiler <3 nbsp="" p="">

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder